Her insanın hayatında bir kaçış noktası olmalı; benimki ise yıllardır kalbimde özel bir yere sahip olan yayla evim. Ayda en az bir kez oraya giderim. İnsanın belli bir yaştan sonra bu tür kaçışlara daha çok ihtiyaç duyduğunu fark ediyorum. O dağları, vadileri, nehirleri keşfetmek benim için büyük bir huzur kaynağı. Bu amaçla kendime bir Ford Ranger ve bir ATV aldım. Bu araçlarla vadilere, tepelere çıktığımda karşılaştığım manzaralar beni adeta büyülüyor ve inanılmaz rahatlatıyor.

Bazen insanın bencillik yapıp tek başına gitmesi gerekiyor. Orada, sadece doğayla baş başa kaldığımda ruhum dinleniyor. Yayla evimizde, dördüncü kuşağı temsil ediyorum. Babamlar bu evi, ben doğduğumda inşa etmişler. Benim ellerimle diktiğim ağaçlar hâlâ orada, 50 yıllık bir ev ve bir o kadar da derin hatıralar var. Çocukluğumun tüm yazları bu evde geçti ve ev hâlâ aynı, o eski sıcaklığıyla beni kucaklıyor.

Yayla evine her gidişimde iş stresini dışarıda bırakıp çocukluğuma dönüyorum, bu da bana tarifsiz bir huzur veriyor. Hayatta önceliklerimizi doğru belirlemek çok önemli. Benim için öncelik sırasıyla ailem, işim ve gönüllü faaliyetlerim. Her insanın kendine ait bir kaçış noktası, ruhunu tazeleyen bir sığınak da her zaman bu listenin bir parçası olmalı.